Bu çalışma, hukukumuzun farklı alanlarında ele alınan ancak birbiri ile ziyadesiyle bağlantılı olan iki konuyu bir arada değerlendirmek amacıyla kaleme alınmıştır. Bu konulardan ilki, bir marka türü olarak düzenlenen ancak öğretide ve uygulamada geri planda kalan garanti markası; ikincisi ise uygulamada sıklıkla kullanılan ancak yasal zemini henüz tam anlamıyla oturmamış helâl sertifikasıdır. Niyetim odur ki bu sayede uygulamada yaygın olarak kullanılan bir olgunun, benzer amaca matuf kavram içerisinde değerlendirilmesi mümkün hâle gelecektir.