Sanayi Devrimiyle birlikte ülkelerin ekonomik olarak büyüme ve kalkınma için bilinçsiz ve kontrolsüz şekilde yürütmüş olduğu faaliyetler doğaya ciddi zarar vermektedir. Bu zararların sonucunda günümüzde "sıcaklık rekorlarının" kırılmasıyla hissettiğimiz iklim değişikliği ve küresel ısınma problemleri ortaya çıkmaktadır. Halbuki kalkınma ve büyüme çevreye zarar vermeden de gerçekleştirilebilir. Sürdürülebilir çevre ilkesi bu amacı gerçekleştiren, ülkelerin veya şirketlerin ekonomik olarak büyürken çevreye zarar vermemesi anlamına gelen bir çevre hukuku ilkesidir.
Emisyon ticaret sistemi; maliyeti etkin piyasa temelli sistem olarak, sürdürülebilir çevrenin sağlanmasında ekonomik bir araç olarak kabul edilen karbon fiyatlandırma yöntemidir. Sistem, işletmelerin idare tarafından sınırlandırılan karbon emisyonuna tekabül eden tahsisatın piyasada alınıp satılmasına imkan vermektedir. Sistemin birden fazla ülkede uygulaması bulunmakla birlikte en gelişmişi ve büyüğü AB-Emisyon Ticaret Sistemi (EU Emissions Trading System)'dir. Türkiye "2053-Net Sıfır Emisyon" hedefi doğrultusunda sistemi uygulamaya geçirmek istemekte olup, bu yöndeki teknik ve hukuki çalışmalar devam etmektedir.
Kitapta; sürdürülebilir çevre araçlarının diğer örnekleri ile sistemin işleyişi hakkında bilgi verilmiş, ülkemizde uygulanacak sistem ile diğer ülke uygulamaları kıyas edilmiş, tahsisatın hukuki niteliği, tahsisat dağıtımı, ets'de uzman idare olarak adlandırdığımız İklim Değişikliği Başkanlığı'nın yapısı ve görevleri, ets'nin Türk idare hukuku bakımından faaliyet niteliği, sisteme hakim olan ilkeler, sistemin gerekliliklerine uymayanlar hakkında uygulanacak idari yaptırımlar incelenmiştir. Uluslararası yargı kararları ve karşılaştırmalı hukuk uygulamaları dikkate alınarak, sistem ve mevzuata dair öneriler sunulmuş, yaşanabilecek sorunlara çözüm getirilmeye çalışılmıştır.
