Kitabın Açıklaması
Yargı mensuplarının mesleki sorumluluğu, sadece bireysel bir etik yükümlülük değil, aynı zamanda hukukun üstünlüğü ve yargının tarafsızlığı ilkelerinin somut bir güvencesidir. Bu çalışma, Türkiye'de özellikle 15 Temmuz 2016 sonrasında değişen hukuki ve kurumsal çerçevede, hâkim ve savcılara yönelik disiplin hukukunun yapısını, işleyişini ve dönüştüğü biçimi bütüncül bir bakışla analiz etme amacını taşımaktadır.
Çalışmanın temel hareket noktası, disiplin hukukunun yalnızca kamu düzeninin korunmasına değil, aynı zamanda yargı bağımsızlığının tesisi ve korunmasına da hizmet eden bir alan olduğudur. Bu doğrultuda, normatif düzenlemeler, Danıştay ve Anayasa Mahkemesi kararları ile özellikle olağanüstü hâl döneminde çıkarılan kanun hükmünde kararnameler ışığında yargı mensuplarının görevden uzaklaştırılması, meslekten çıkarılması ve disiplin soruşturmalarına dair süreçler ayrıntılı olarak incelenmiştir. Ayrıca, “zamanaşımı”, “tekerrür”, “tevhiden cezalandırma” ve “fikri içtima” gibi ceza hukukuna özgü kavramların disiplin hukukuna uygulanabilirliği tartışılmış, uygulamada ortaya çıkan hukuki belirsizlikler değerlendirilmiştir.
Bu eserin, hukuk fakülteleri, yüksek yargı organları, Hâkimler ve Savcılar Kurulu, idare hukuku alanında çalışan araştırmacılar ve mesleki sorumluluk alanıyla ilgilenen tüm hukukçular için faydalı bir kaynak olması amaçlanmaktadır. Çalışma boyunca, doktrinde yer alan görüşlere, yargı kararlarına ve normatif metinlere yapılan atıflarla hem akademik hem uygulamaya dönük bir bütünlük sağlanmaya çalışılmıştır.