Bilindiği üzere günümüzde ceza hukuku, kendisine pek çok alanda - maalesef özellikle aile içi şiddet vakalarıyla- her geçen gün daha çok yansıma alanı bulmaktadır. Çalışma konusu seçilirken hem öğretinin gündeminde bir konu olması hem de taşıdığı güncellik itibarıyla uygulamayı ilgilendirmesi düşünülmüştür. Bu çerçevede, 5237 sayılı Türk Ceza Kanununca getirilen yeni suçlardan birini oluşturan çalışma konumuz, bünyesindeki eksikliklerden dolayı tez olarak ileri sürülebilecek bir niteliğe sahiptir. 5237 sayılı TCK’nın yürürlüğe girdiği 1 Haziran 2005 tarihinden bugüne değin eziyet suçuna yönelik monografik bir çalışmanın bulunmaması, büyük bir eksiklik olarak karşımızda durmaktadır.Çalışmamızın temel konusunu, Anayasa’daki eziyet yasağı başta olmak üzere, esas itibarıyla 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’ndaki Eziyet Suçu oluşturmuştur. Birçok uluslararası belgede kişilerin maddi ve manevi bütünlükleri koruma altına alınmıştır. Bu çalışmada incelenen anayasal ve yasal düzenlemelerde de kişilerin maddi ve manevi bütünlükleri, insan onuru kavramının çatısı altında korunmak istenmiştir. Gerek uluslararası gerekse ulusal düzeydeki düzenlemeler çalışmamızda, başta birbirleriyle benzeşen ve ayrışan yönleriyle sonrasında ise hem öğretideki hem de yargı kararlarındaki algılanışıyla detaylı biçimde incelenmeye çalışılmıştır.